Tarihi Bir Yemin: Horas Kardeşler ve Halkın Egemenliği

Fransız İhtilali’nden beş yıl önce resmedilen Jacques-Louis David’in Horas Kardeşler isimli eseri halkın egemenliği vurgusunun resimdeki ilk örnekleri arasında yer alıyor. Eserin temsil ögeleri olan Romalı Horas Kardeşler, ihtilalin geleceğini nasıl haber veriyordu?

Gerçeğini görmenin yalnızca bazıları için mümkün olduğu kimi sahneler, ögeleri dondurularak tablolara aksettirilir. Resmin gücü bir manzara tasvirinde yaprağın sallanan halini dondurur, bir çiçeğe vuran güneş ışığını bulunduğu yere sabitler. Bazen insanların, kahkahaların, gözyaşlarının havada asılı kaldığını görürüz. Resimde gördüğümüz gözyaşı yanaktan süzülmez ama düşüşünü hissederiz, kadının elindeki testiden su henüz dökülmemiştir ama döküldüğünü biliriz, veya Copley’in bu kalabalık meclis tasvirinde, aksettirilen an sabit olsa da, hengameyi hissetmemek, orada var olan gürültüyü işitmemek mümkün değildir. Resim böylece, fotoğraf makinesinin icadına kadar anları sabitlemeyi mümkün kılmış, anın niteliklerini ise baki hale getirmiş, resme her bakanla tekrar yaşatmıştır. Durağan bir şeklin sonsuz niteliği; işte sanatın en büyük gücünden biri, budur. Bütün bu sanatsal aktarımlar, kronolojik olarak tarihten izler taşır.

Sütçü Kız, Johannes Vermeer – Demanding the Five Members in the House of Commons

Sosyal meseleler sanatsal akımlara yön verir. Egemenliğin kimde olduğu, resimde kılıcı tutandan belli olur. Kullanılan renkler ve kıvrımlar, betimlenen süjenin niteliğini de bize yansıtır. Dolayısıyla eserin şeklinde ve esasında bulduğumuz kimi kanıtlar dönemin zihniyetininin ipuçlarını verirken bu zihniyeti oluşturan toplumsal sebepler hakkında da bilgi verir. Jacques-Louis David’in 1784’te resmettiği Horas Kardeşlerin Yemini adlı eser bize, bütün bunların örneklemesini göreceğimiz bir fırsat sunar.

Horas Kardeşlerin Yemini, 1784

18. yy. sonlarına tekabül eden dönüşüm çağı, Fransız İhtilali ile ilişkilendirilebilir. Yönetimin, aşkın güçlerden çıkıp burjuvanın eline geçmesi, yüzyıllar boyu aristokrasinin tekelinde olan sanatı da halka yaklaştırmıştır. Bu nedenle, aristokrasi beğenisine tesis edilen sanat da değişmek zorunda kalmıştır. Kabul edilmelidir ki sebepler ve sonuçlar bu kadar yalın ifade edilemez ve birbirinden bu kadar kolay ayrılamaz. Bir kırılma noktasına etki eden sayısız neden vardır: Fransız İhtilali özelinde Voltaire ve Rousseau gibi düşünürler, İngiliz parlamenter sistemin başarısı ve Amerikan devrimi etkenlerini örnek verebiliriz. Bu noktada 1789 Fransız İhtilali’nin bir sebep değil, sebeplerden doğan ve ihtilal şeklinde tezahür eden bir sonuç olduğunu söylemek mümkündür. Fransız İhtilali dolaylarında ortaya çıkan en önemli kavramlardan biri olan halk egemenliğinin pek çok düşünür tarafından yanılmaz bir yol gösterici olarak ifade edilmesi, bu kavrama olan inancı artırmış; bütün bu etkileri, halkın kendi kahramanlıklarını ve halk egemenliği vurgusunu eserlerde bir bir görmek, artık mümkün hale gelmiştir.

Halk egemenliği vurgusunun yapıldığı ilk örneklerden olan, 1784’te resmedilen Jacques-Louis David’in neoklasik eseri, Horas Kardeşlerin Yemini (Fr. Le Serment des Horaces), halka sunulduğunda çok büyük bir heyecanla karşılanmış; işçi, rahip, kardinaller heyecanla bu resmi görmeye gelmişlerdir. Peki nedir bu resmi bu kadar heyecanlandırıcı hale getiren? Bunu anlamak için resmi yakından incelemeliyiz. Resmi biçimsel yönden incelemeden önce ise resimdeki tarihi ögelerin analizini yapmak gerekiyor.

Kompozisyon, Roma Devleti’nde milattan önce gerçekleşmiş bir olayı hikayeleştirerek konu alır. Romalı Horas kardeşler, babaları ve kız kardeşleri resimde yer alırlar. Titius Livius’un Kentin Kuruluşundan İtibaren adlı tarih kitabından edindiğimiz bilgilere göre Horas kardeşler, erkek üçüzlerdi. Romalılar ve Alba Longa şehrindeki Albalılar arasında yıllarca süren mücadelenin artık sonuçlanması için, tarafların üç kişiyi öne sürmeleri ve bu üç kişinin kendi aralarında çarpışmaları kararlaştırılmıştı. Romalılardan Horas kardeşler, kendileri gibi üçüz olan Albalı Curias kardeşlerle meydanda çarpışmıştı. Halk tarafından tezahüratlarla desteklenen bu çarpışmada Horas kardeşlerden ikisi ölmüş, Albalılar böylece kazanacaklarından emin hale gelmişlerdi. Ancak beklenmeyen bir şey olmuş, Horas kardeşlerin sonuncusu olanca güçsüzlüğüne rağmen, üç Albalı kardeşi arka arkaya öldürmüştü. Zihniyetin esere yansımasını görmek böylece mümkün hale geliyor: halkın, halkın gücüyle temsil edildiği bu tarihi olayın 18. yy. sonlarında vurgulanması manidardır. Bu eseri hayranlıkla seyrettiren de bu vurgu olmalıdır.

Romalılar tarafından anlatılan bu kahramanlık hikayesi, resimde çarpışma öncesi kardeşlerin babalarına verdikleri yemin şeklinde ortaya çıkar; Roma’yı kurtaracaklarına yemin etmişlerdir. Antik Roma sütunları, tarihsel anlatıyı pekiştirir. Resmin sol üstünden gelen gün ışığı, soldan sağa keskinliğini yitiren gölgeler oluşturur. Soldan sağa doğru dikkat çeken bir husus daha vardır. Erkek tasvirinden kadın tasvirlerine geçiş, renklerin soluklaşması ve çizgilerin netliğini kaybetmesiyle belirgin hale getirilir. Horas kardeşlerin ve babanın sert ve düz vücut hatları, kolları ve bacaklarındaki net duruş, sağdaki figürlerde görülmez. Kadınların yumuşak ve kıvrımlı hatlarla resmedildiğini görürüz. Ayrıca beden dili de bize çok şey anlatır niteliktedir: ellerini kararlılıkla uzatan, birbirlerine cesaret verip ayaklarının üzerinde sağlam duruşlarıyla dikkat çeken erkeklerin çaresiz, üzgün, birbirinin omzunda ağlayan kadınlarla oluşturduğu tezat. Bununla beraber erkek figürlerde özellikle vurgulanan ve gücü, dayanıklılığı temsil eden parlak kırmızı, kadın figürlerde etkisini yitirir. Soluk toprak renklerine ve gül kurusuna geçiş, dayanıklılık farkını vurgular. Ressamın, kompozisyonda iki cinsiyetin farkının altını defalarca çizdiğini görüyoruz. Bu, ahlak ve görev kutsallığının erkeğe atfedilmesi ve bu erkekçe kahramanlığın öteki cinse orantısız bir üstünlük kurarak vurgulanmak istenmesinden olabilir. Ya da bu kahramanlığı Fransız Cumhuriyeti’ne atfedebilecek tek unsurun, erkekçe bir kahramanlık olması gerektiği düşünülmüş olabilir.

Horas Kardeşlerin Yemini, 1784 – Horas Kardeşlerin Yemini, 1784

Resimdeki “üç” vurgusu da incelemeye değerdir. Sütunların oluşturduğu üç boşluk, resmi üç ayrı alana böler; kardeşler, baba ve kadınlar üç ayrı inceleme alanı oluşturur. Resmin dini bir öge barındırdığını, ve bu üçlemenin bir işlevinin de Kutsal Üçlemeyi (Baba, Oğul, Kutsal Ruh) vurgulamak olduğunu iddia edenler de vardır. Üç kardeş, üç kılıç ve resimde baskın olarak kullanılan üç renk (kırmızı, beyaz ve mavi) bu rakamı çözülmesi gereken bir şifre haline getirir. Üç renk, ihtilalden sonra kullanılmaya başlanan Fransız bayrağını anımsatsa da eski Fransız krallıklarının sembollerinde de bu üç rengin sıkça kullanıldığını görebiliriz. Şekilsel yönden renklerin dağılımı, figürleri betimleyen hatların kıvrımlı veya düz oluşu ve unsur sayıları bize birçok ipucu verirken tarihsel ögelerle halk egemenliğinin vurgulanışını bu resimde açıkça görmek mümkündür. Bu egemenlik vurgusu, heyecanın kaynağı olmuştur.

Heyecanla karşılanan eserin sahibi Jacques-Louis David de böylece “güncelliği benimseyerek ahlakı olduğu kadar sanatı ve edebiyatı da yeniden yaratmak” prensibini savunmuş, bu devrim ilkesine David Devrimi denmiştir. Egemenliğin ulaşılamayacak makamlardan halkın eline verilmiş olması, resimde de kılıcı oğullarına verenin babaları olmasından anlaşılır. Halka kılıcını veren halktır; o kılıcı alıp halkı savunan da yine halktan birileri olacaktır. Ressam ise kılıcı, fırçasının yardımıyla halkın eline vermektedir.

Horas Kardeşlerin Yemini, 1784

Egemenliğin ulaşılmayacak makamlardan halkın eline verilmiş olması, resimde de kılıcı oğullarına verenin babaları olmasından anlaşılır. Halka kılıcını veren halktır; o kılıcı alıp halkı savunan da yine halktan birileri olacaktır.

Kaynakça:

Adnan Turani, Dünya Sanat Tarihi, Remzi Kitabevi, 1990

Wikipedia

Mucri

Noos

Wikipedia

Leave a Reply

Your email address will not be published.