Şamanizm atalarımızın zihin dünyasını anlamak bakımından önem arz ediyor. Şamanların ayin sırasında giydikleri kıyafet ve bu kıyafetin temsil ettikleri üzerinden eski Türklerin inanç sistemi hakkında neler söyleyebiliriz?
Türk mitolojisinin temel yapı taşı Şamanlıktı. Şaman yani kam; Tanrılarla iletişimi sağlayan rahip, insanları iyileştiren şifacı, haber getiren kâhin gibi birçok role sahipti. Çok eski zamanlardan bugüne birçok dinde din adamlarının belirli özel kıyafetler taşıması gibi Şamanizmin rahipleri olan kamlar da ayin sırasında kendilerine has giysiler giyerlerdi. Bu elbiseleri Yakutlar kamu ya da oyun tangasa, Altaylılar ise manyak olarak isimlendirmiştir.
Şaman cübbesi deri bir ceket üzerine çeşitli kumaş, örgü, sembolik kuklalar, madeni parçalar eklenerek yapılır. Giysinin üzerindeki her bir nesne ruhlar âleminde görüldüğüne inanılan varlıkları sembolize etmektedir. Bu; eski Türk inanç sisteminde, bulunduğumuz dünyanın yanında ruhların var olduğu bir dünyanın daha olduğu inancına doğrudan bağlıdır. Yeryüzündeki canlı cansız her varlığın bir iyesi, yani sahip ruhu olduğuna inanılıyordu. Bu ruhları kızdırmamak için doğaya zarar vermemek önemseniyor, tenha yerlerin ve suyun kirletilmesinden kaçınılıyordu. Şamanlar da ruhların bulunduğu âleme geçebildiği düşünülen özel insanlardı. Bu âlemdeki birbirinden farklı her bir ruh, şamanın kıyafetinde farklı renk ve şekilde bir kumaşa, örgüye ya da figüre ilham oluyordu.
Manyak isimli bu özel kıyafetin, kamı ayin sırasındaki yolculuğunda kötü ruhlardan koruduğuna inanılıyordu. Dikimi zahmetli olduğundan çırak konumundaki şamanlar cübbesiz katıldıkları ilk ayinlerde kötü ruhlara karşı fazla cesaret gösteremiyorlardı. Bu durum şamanın inanç sistemindeki görevlerini anlamak açısından önemli işaretler verir. Kamın görünmez varlıklarla iletişime geçmenin yanında ruhlar âlemine gidip yer altına ya da gökyüzüne ulaşmak gibi görevleri vardır. Kimi şamanlar Hayat Ağacı’nın dallarına tırmanarak göğe, Tanrı Ülgen’in katına çıkar ve kurbanını Gök Tanrı’nın yardımcılarına iletirken kimi şamanlar çok daha zor bir görev olan yer altına inerek insanlara yardımcı olurdu. İnanca göre yer altının sahibi Erlik Han, dünyaya oğulları yardımıyla hastalıkları yayan tanrıdır. Hastalığın pençesine düşen insanların ruhunun yer altına yani Erlik’in katına çekildiğine inanılırdı. Şaman ise ruhlar âlemindeki yolculuğunda hastalanan kişinin ruhunu bulup yeryüzüne geri çıkarmaya çalışırdı. Bu yolculuk esnasında kötü ruhlar ve Erlik’in kızları kama zarar vermeye ve onu baştan çıkarmaya çalışırdı. Dolayısıyla iyi bir cüppe demek bu yolculuklar sırasında sağlam bir zırh demek oluyordu.
Kamın görünmez varlıklarla iletişime geçmesi yanında ruhlar âlemine gidip yer altına ya da gökyüzüne ulaşmak gibi görevleri vardır.”
Küzüngü, kam giysisinin kollarının aşağı kısmına takılan küçük çanlara verilen isimdir. Bunlar sağ kolda dört sol kolda beş olacak şekilde dokuz adettir. Bu küçük çanlar manyağın kötü ruhlara karşı zırh görevini pekiştirir. Genellikle cüppenin arka kısmında dokuz tane küçük kukla dikildiği görülür. Bunlar Tanrı Ülgen’in dokuz kızını temsil eder. Kuklaların üstüne baykuş tüyleri ve altına sedef, deniz kabuğu ve yılan başı dikilir. Elbisenin sırtında yatay olarak bir sıra çan ve yay figürleri bulunur. Kıyafetin üstünde metal parçalar ve bu parçalar arasında iki çember disk bulunur. Bunlar Güneş’i ve Ay’ı diğer ufak metal parçaları ise yıldızları temsil eder. Şaman adeta bütün evreni, gök cisimlerini ve ruhları üzerinde taşır.
Ruhların yanında kimi mitolojik yaratıklar da manyak üzerinde temsil edilir. Örneğin Erlik’in dünyasında bulunan bir deniz canavarıyla aynı soydan gelen Abra, baykuş tüyleri ve kırmızı kumaşlarla tasvir edilir.
Kamın cübbesindeki figürler arasında sıklıkla kuş ve iskelet sembolleri görülür. Bunlar da yeryüzü ile diğer dünyalar arasındaki yolculuğu temsil eder. Elbisenin kollarında da kuş kanatları bulunur. Kuş, aynı zamanda şamanın göğe çıktıktan sonra Utkuuçı’nın leyleklerine binerek yeryüzüne geri dönmesine işaret eder. İskelet temsilinin şamanın ölüp dirilmesini temsil ettiği de söylenebilir. Kam olacak kişi bu iş için seçildiğine dair bir rüya görür ve rüyasında vücudunun deformasyona uğraması sonucu ölüp dirilir.
Elbisenin dikimi şamanın hizmetinde bulunduğu ruh veya ruhların emir ve ilhamına göre yapılır. Yalnızca kadınların gerçekleştirdiği titiz dikim sırasında edep ve ahlaka aykırı hareket etmek kesinlikle yasaktır. Kamın cübbe ile gerçekleştirdiği ilk ayinde manyak, ruhlara takdim edilir. İnanışa göre koruyucu ruhlar elbiseyi inceleyip onay verir yahut eksikler şamana bildirilir. Bu aşamada dikkat çekici olan elbiseyi temiz kadınların dikmesidir. İlk zamanlarda şamanların yalnızca kadınlardan oluşması ve sonraki dönem erkek şamanların kadın gibi giyinmesi anaerkil döneme bağlanabilir. Kadınların önemini ortaya koyacak bir başka durum da Türklerdeki yukarı ve aşağı dünya kamları, yani ak ve kara şamanlık farkıdır. Özellikle Yakutlarda kara şamanlar kadın kamlardan oluşur.
Kamın cübbe ile gerçekleştirdiği ilk ayinde manyak, ruhlara takdim edilir. İnanışa göre koruyucu ruhlar elbiseyi inceleyip onay verir yahut eksikler şamana bildirilir.”
Arkeolojik bulgulara göre ilk şamanların Erken Tunç Çağı’nda ortaya çıktığı düşünülür. Bu dönem bulgularından Glazkovo mezarları, şaman kıyafetleri ve muskaları anlamında oldukça zengindir.
Şamanlar, tarih içinde Avrupalı seyyahların da ilgi odağı olmuştur. En eski şaman tasvirleri de bu seyyahların hazırlamış olduğu gravürlerde görülür. Witsen, 1692 yılında kitabında bir şaman gravürüne yer vermiştir. Bu resim bir Avrupalı tarafından çizilen bilinen en eski Sibirya şaman tasviridir. 18. yüzyılda J. Gottlieb Georgi de eserlerinde bir dizi şaman gravürüne yer verir.
20.yüzyıl ile beraber Altaylarda Türk ve Moğol şamanlara ait birçok fotoğraf çekilmeye başlanmıştır. Bu resimlerde ve fotoğraflarda da çeşitli temsillerle, farklı kumaş ve örgülerle bezeli manyaklar açıkça görülür.
Çaput bağlamak, kabirleri kutsamak, ölünün kırkını çıkarmak, alkarısı gibi inançlar Türk Müslümanlar içinde varlığını bir şekilde sürdürmüş eski Şamanist inançlarıdır. Şamanların giydiği kıyafeti üzerinden birtakım tasavvurlara değindiğimiz bu yazının yanında unutulmamalıdır ki Türk mitolojisi çok daha geniş ve derinliklidir.
Leave a Reply