Parasız Yatılı’nın İşareti: Körlük

Parasız Yatılı şehir tarafından yutulmamak için mücadele veren yoksul bir anne ve kızının hikayesidir. Füruzan bu hikayede hepimizin bir yerlerde var olduğunu bildiği ancak bu bilginin sorumluluğu altında ezilmemek için görmezden geldiği yüzlerce hayattan birini tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor.

Parasız Yatılı adlı eser 1971 yılında Füruzan tarafından yazılmıştır. Birbirinden farklı hikayelerden oluşan esere adını veren Parasız Yatılı isimli hikaye, bir anne ve onun okul çağındaki kızının hayatlarını ele alır. Şehir hayatının yaygınlaşması ile beraber ortaya çıkan modern toplumda bireyler birbirlerinden uzaklaşmakta ve daha içine kapanık bir hayat yaşamaktadır. Bu hikayede de anne ve kızın sefalet içindeki hayatları onları küçük dünyalarına hapsetmiş, dışarıdaki kör toplumdan soyutlamıştır. Füruzan bu hikaye ile birlikte her gün yanından geçtiğimiz binlerce hayattan biri olan fakat yanına yaklaşıp derinliklerinde dolaşmaya, gerçekleri ile yüzleşmeye korktuğumuz yaşamları tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir.

Tarıma dayalı taşra toplumunda bireylerin hayatları iç içe, evleri ise birbirinden bağımsızdır. Bir kişinin sorunu herkes tarafından bilinir; hep birlikte çözüm aranır. İmece kültürü hayatın her alanına yansımıştır. Öte yandan şehirde yaşayan modern toplumda bunun tam tersi bir algoritma işlemektedir. Evler birbirlerine ne kadar yakınsa hayatlar da o kadar uzaktır. Bir apartmanda yaşayan insanlar komşularından bihaber bir hayat sürmektedir. Bu biraz sert bir genelleme olarak görülebilir. Ancak gerçekler bu genellemeyi destekler niteliktedir. Modern toplum, komşusunun evini soyan hırsıza, komşusu sandığı için yardım eden komşuların olduğu bir toplum düzeni yaratmıştır. Füruzan’ın eseri ortaya koyduğu dönem her ne kadar insanların birbirlerinden bu kadar koptukların bir dönem olmasa da imece kültürünün izlerini taşıyan bir dönem olmadığı açık bir şekilde ortadadır. Eserde modern-taşra toplumu ilişkisinin görüldüğü tek yer ortak kullanılan tuvaletlerdir.

Tarıma dayalı taşra toplumunda bireylerin hayatları iç içe, evleri ise birbirinden bağımsızdır. Bir kişinin sorunu herkes tarafından bilinir; hep birlikte çözüm aranır.”

Apartman

Hikayedeki anne eşini erken yaşta kaybetmiştir ve sekiz yaşındaki kızı ile zorlu bir hayat mücadelesi vermektedir. Yoksulluk olgusu hem anne hem de kız için kabul edilmiş bir gerçektir. Zaten okuyucu içinde hikayenin belki de en çarpıcı yönü bu durumdur. Gözler önüne serilen sefalete dair ne annenin ne de kızın ağzından tek bir şikayet cümlesi çıkmamaktadır. Hasta bakıcılık yapmak için gittiği hastanede gördüğü aşağılayıcı muameleye ve ağır iş şartlarına rağmen çalışmayı kabul eden annenin tek şikayeti “hiç sekiz yaşındaki bir çocuk babasız kalır mı?” sorusu ile dile gelir ki bu da şikayetten çok bu kötü durumdaki hikmeti anlama çabası gibidir. Anne ve kızının bu kabullenişi toplumun yoksulluğu kabullenişinin veya görmezden gelişinin bir sonucudur. Çünkü şehirlerde gettolar vardır ve gettolarda fakir insanlar yaşar. Modern toplumda fakirlik hep -lar çoğul eki ile kullanılır çünkü bireysel fakirlik diye bir şey yoktur. Birey olmak, kendi öz hikayesiyle var olmak bir ayrıcalıktır. Modern toplum ve birey arasındaki ilişki, masa başında savaş kararı veren komutan ve savaşacak askerlerin sayıları arasındaki ilişki ile çok benzerdir. O komutan için askerler vardır ve onların isimleri ve karakterleri önemli değildir. Ölmeyi emrederken sadece sayıların büyüklüklerine önem verir.

Modern toplumda fakirlik hep -lar çoğul eki ile kullanılır çünkü bireysel fakirlik diye bir şey yoktur. Birey olmak, kendi öz hikayesiyle var olmak bir ayrıcalıktır.”

Füruzan, Parasız Yatılı’da yoksulluğu en acı hali ile ortaya koymuştur. Sekiz yaşındaki bir çocuğun babasını kaybetmeyi ve annesi işte olduğu için sabahları tek başına uyanıp kahvaltı etmeyi yadırgamadan olgunlukla karşılaması normal olmayan, olmaması gereken bir durumdur. Bu yüzden çevresinde bu durumda olan yüzlerce çocuk bulunduğunu bilen modern birey için Parasız Yatılı oldukça vurucu bir hikayedir. Okuyucu bu hikayeyi okuduktan sonra görmeden, tanımadan yanından geçip gitmeyi tercih ettiği hayatlara artık yabancı değildir. İnsanın bildiğinden sorumlu olduğu dünyada bu bilginin ağırlığı ile yaşamak zorundadır.

Kaynakça:

Füruzan. (2018). Parasız Yatılı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları

Sayar, Kemal. (2007) Yavaşla. İstanbul: Timaş Yayınları

Leave a Reply

Your email address will not be published.