2005 yılından bugüne kadar küçükten büyüğe birçok kişiye kendini sevdirmeyi başarmış Ölü Gelin animasyonunun yapımı da filmin kendisi kadar farklı. İlk dijital stop-motion olma özelliği taşıyan film, beraberinde başka ilkleri ve bir yıllık zorlu bir çekim sürecini de beraberinde getiriyor.
Tim Burton’ı hangi filmiyle biliyorsunuz diye sorulsa, birçoğumuzun aklına birden fazla film gelecektir. Tim Burton, yıllar içerisinde kendisini özellikle çocuk ve genç camiasında oldukça duyurmuş bir isim. Özellikle çocukların kalbinde taht kurmuş olan Charlie’nin Çikolata Fabrikası (2005), Alice Harikalar Diyarında (2010); eski olmalarına rağmen unutulmayan Makas Eller (1990), Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi (2007) gibi yapımların arkasında bu dev isim var. Bu yazıda ise izlemiş olanların bir ayrıcalıkla hatırlayıp andıkları Ölü Gelin’in (Corpse Bride, 2005) perde arkası ve bilinmeyenlerine bakacağız.
Evlilik yeminini çalışırken bir çalıya yüzük takan ve aslında o çalının ölü bir gelinin parmağı olması hikayesi aslında eski bir Yahudi halk hikayesine dayanıyor: 17. yüzyıldan kalma bir metin olan Shivhei ha-Ari içerisinde Parmak (The Finger) isimli bir hikaye. Rusya’da geçen The Finger, yeminini söylerken nikah yüzüğünü bir cesedin parmağına geçiren genç bir damat ile ilgili. Kadavra birden yukarı fırlar ve “Kocam!” diye bağırır. Dehşete düşen adam, kadını yerel bir hahama götürür. Haham, ölülerin yaşayanlar üzerinde hiçbir hak iddia edemeyeceğini beyan ederek evliliklerini iptal eder. Delici bir çığlıkla ceset, kemiklerine ayrılır ve bir daha asla dirilmemek suretiyle bir kemik yığınına dönüşür.
Ölü Gelin’in hikayesi aslında eski bir Yahudi halk hikayesine dayanıyor.”
Hikaye Burton’ın ilgisini çekmiş ve onun beyaz perdeye bir uyarlamasını geliştirmeye başlamış. Tabii orijinal anlatı, asırlık bir halk hikayesinden ana akım bir filme geçişinde bazı büyük değişikliklere uğramış. Burton’un senaristleri, daha aile dostu bir hikaye tasarladılar ve ortamı Rusya’dan Viktorya dönemi İngiltere’sine göre yeniden şekillendirdiler. Ayrıca, Yahudiliğe fazla vurgu da yapılmadı, çünkü ortak yazar John August’a göre Tim, filmlerinde evrensel, masalsı bir nitelik istiyordu.
2005 yılı, 1990-2000 çocukları için animasyon filmler açısından oldukça kıymetli bir yıl. Madagaskar’ın ilk filminin vizyona girişi, Cesur Civciv, Lilo ve Stitch 2 gibi animasyonların seyirciyle buluştuğu bu yılda Ölü Gelin de seyircisiyle buluştu. Bunun yanı sıra, Charlie’nin Çikolata Fabrikası da 2005 çıkışlı. Tim Burton cephesinde Ölü Gelin ve Charlie’nin Çikolata Fabrikası filmlerinin çekimleri birlikte ilerliyordu ve yönetmen için bu durum büyük bir zorluk teşkil ediyordu. Burton, Ölü Gelin setinde yönetmenliği stop-motion animatörü Mike Johnson ile paylaşarak diğer sette kendine daha rahat bir çalışma alanı sağladı. İki set arasında gidip gelmek zorunda olan bir tek o değildi. Burton’un birçok filminde birlikte çalıştığı Johnny Depp ve Helen Bonham Carter, Ölü Gelin’de baş karakterleri, Victor ve Ölü Gelin Emily’i, seslendiriyorlardı. İki sette gidip gelen biri daha vardı. Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nda Willy Wonka’nın dişçi babasını hatırlıyor musunuz? Dr. Wilbur Wonka’yı canlandıran Christopher Lee, Ölü Gelin’de Pastor Galswells’i seslendiriyordu. İki sette de çalışan bu üçlü, sabahları film setinde oyunculuk, akşamları ise animasyon setinde seslendirme yapıyorlardı.
Peki bu film nasıl çekildi? Ölü Gelin’in bir animasyon olduğu düşünüldüğünde belki de nasıl çekildiği sorusu çok da akla gelmiyor olabilir. Ama kamera arkası oldukça hareketli ve yorucu. Ölü Gelin, günümüzdeki çoğu animasyon gibi dijital bir altyapıya sahip değil. Bu animasyonun karakterleri tasarım kuklalar. Film, tasarlanmış kuklalarla, kuklaların her hareketlerinin azar azar ilerletilerek fotoğraflandığı stop-motion tekniğiyle çekildi. Stop-motion efsanesi Ray Harryhausen, birçok sanatçı ve film yapımcısının yanında Burton’a da ilham olmuş. Öyle ki Burton, hayat boyu sürecek stop-motion tutkusunu alevlendiren Harryhausen’a, filmde bir selam gönderiyor. Victor’un Victoria ile tanışmadan önce piyano çaldığı sahnede, piyanoya kazınmış Harryhausen soyadını görebilirsiniz.
Bu animasyonun karakterleri tasarım kuklalar.“
Johnson, eğer bir hafta içinde animatörler 6 saniyelik iş çıkarabilirlerse o haftanın güzel bir hafta olduğunu düşündüklerini söylüyor.”
Ölü Gelin ayrıca ilk dijital stop-motion film olma özelliği taşıyor. Normalde, ondan önceki her stop-motion filmde olduğu gibi, Ölü Gelin de filme çekilecekti. Fakat yapımına başlanmadan iki hafta önce, iki görsel efekt süpervizörünün tavsiyesi üzerine dijital kamera kullanma olasılığı ortaya çıktı ve araştırmalar başladı. Kısa süre sonra, dijital cihazların işleri nasıl kolaylaştırdığı ve çekimlerin nasıl anında görüntülenebildiği fark edildi ve dijital çekme kararı alındı. Ki bu karar işlerini oldukça hızlandıracaktı. Normalde live-action filmler ortalama 4 ayda çekiliyordu. Fakat stop-motion filmlerin süresi tahmin edilebileceği üzere çok daha fazlaydı. Bir Tim Burton hikayesi olan Noel Gecesi Kabusu (The Nightmare Before Christmas, 1993), bir stop-motion film olarak neredeyse üç yılda çekilmişti. Fakat dijitale döndüğümüzde, Ölü Gelin neredeyse bir yılda çekildi. Sadece 1 saniyeyi çekmek için 24 farklı poz alıyorlardı. Bu da kuklanın tek bir hareketi yapabilmesi için ne kadar uğraşıldığının bir göstergesiydi. Johnson, eğer bir hafta içinde animatörler 6 saniyelik iş çıkarabilirlerse o haftanın güzel bir hafta olduğunu düşündüklerini söylüyor. Set tamamen gerçek bir set niteliği taşıyordu. Kuklalara vuracak ışığın ayarlanmasına kadar her şey gerçek bir sette olması gerektiği gibi ilerliyordu.
Ölü Gelin ilk dijital stop-motion film olma özelliği taşıyor.”
Sadece 1 saniyeyi çekmek için 24 farklı poz alıyorlardı.”
Kuklalarla çekilmiş bir film deyince, bu kuklaların nasıl tasarlandığı ve film içerisinde mimiklerinin nasıl oluşturulduğu en önemli unsur olarak karşımıza çıkıyor. Karakterlerin tasarımcısı, Türkiye’de bilinen bir animasyon olan Tavuklar Firarda’nın (2000) da tasarımcısı olan Graham G. Maiden. Maiden, Ölü Gelin’i ta 1996 yılından bildiğini söylüyor. Ölü Gelin karakterinin tasarımında, karakterin son halinin Tim’in ilk konsept heykelinden oldukça farklı olduğunu, fakat Tim’in başta yarattığı şeyin özüne sahip olduğunu dile getiriyor. Maiden, Ölü Gelin’in hem güzel hem de korkutucu olduğunu düşünüyormuş: “Bu tuhaf bir şey çünkü çürüyen bir kadının iğrenç olduğunu hayal edersiniz, ama öyle değil.”
Filmle ilgili ilginç bir detay da Johnny Depp ile seslendirdiği Victor karakterinin benzerliğiydi. Bu benzerlik bazılarının dikkatini çekmişti. Peki bu bilerek tasarlanmış bir şey miydi? Burton bunun tesadüfi olduğuna yemin ediyor. 2005 yılında Toronto Uluslararası Film Festivali’nde konuşan yönetmen, karakterlerin herhangi bir seslendirme sanatçısının seçilmesinden çok önce tasarlandığını söyledi. Depp sözleşmeyi imzaladığında Burton şöyle diyor: “Bu çok iyi bir karmaymış gibi hissettik çünkü (Victor) Johnny’e benziyordu.”
Kuklaların yapımı ve film içerisinde kullanımı oldukça zorlu bir süreci beraberinde getirdi. Tim’in tasarımlarının birçoğunun, özellikle de kuklaların yaratılmasındaki temel zorluklardan biri, karakterleri tasarlarken kullandığı açıları korumaktı. Çünkü kuklaları gerçekten ince, uzun ve minicik ayaklı olarak seviyordu. Kuklaların bu minicik ayaklar üzerinde durabilmesi ise sorun teşkil ediyordu. Maiden, bu tür sorunların çoğunu Noel Gecesi Kabusu’nda çalışmış olan armatür yapımcısı Merrick Cheney’e danışarak çözdüklerini söylüyor. Bir diğer sorun ise kuklaların bir süre sonra sararmasıydı. Bu konu Toronto Uluslararası Film Festivali’nde gündeme geldiğinde, Burton üzülerek, bir süre sonra kuklalardan geriye pek bir şey kalmadığını söylerken; yapımcı Allison Abbate, yaklaşık 14 adet Victor kuklası ve 14 adet Ölü Gelin kuklası olduğunu, bu sayede kuklaların sürekli yenilenip değiştirildiğini aktardı. Bir başka sorun ise Ölü Gelin’in eteğiydi. 14 tane Ölü Gelin kuklasının eteklerinin şekil sürekliliği olması için aynı olması gerekiyordu. Buna çözüm olarak, eteğin kalıplanmış bir heykeli yapıldı. Kalıbın üzerine silikon püskürtüldü ve onun üstüne kumaş uygulandı. Her eteğe, çekimin nasıl olacağına ve onu hangi animatörün kullanacağına bağlı olarak farklı şekilde kablo ve ağırlık eklendi. Senaryo geliştikçe ve animatörler gittikçe daha çok dahil olunca, tasarımları daha fazla animasyona izin verecek şekilde uyarlamak zorunda kaldıklarını söylüyor Maiden. Filmin en zor durumlarından biri de Ölü Gelin’in duvak çekimleriydi. Çünkü duvak şeffaf, hareketli ve akıcı olmak zorundaydı. Bunu yapabilmek için tam dört ay araştırma yapmak zorunda kaldılar. Dört aylık araştırmanın sonunda ekip, şeffaf bir duvak ile kumaşa dikilmiş neredeyse görünmez kabloları birleştirerek sorunu çözdü.
Yapımcı Allison Abbate, yaklaşık 14 adet Victor kuklası ve 14 adet Ölü Gelin kuklası olduğunu, bu sayede kuklaların sürekli yenilenip değiştirildiğini aktardı”
Noel Gecesi Kabusu ile Ölü Gelin arasındaki farklılıklardan biri de mimikler. Noel Gecesi Kabusu’nda farklı mimikler için farklı kafalar vardı ve yeri geldiğinde kuklanın kafası değiştiriliyordu. Fakat Ölü Gelin’de mimik uygulaması gerçekten ileri bir seviyede. Mimikler için bir mekanizma kullanıyorlardı. Kafanın içine çarklı bir sistem kurdular ve bu sistem kuklalara mimik verebilmelerini sağladı. Kuklaların saçlarında ve kulaklarının yanlarında delikler vardı. O deliklerden anahtarlar ile çarkların çevrilmesi sonucu kuklalar gülebiliyor, somurtabiliyor, kaşlarını çatıp kaldırabiliyorlardı. Bu mekanizmayı da oldukça küçük tutmayı, küçük bir kafaya sığdırmaları gerekiyordu çünkü eğer mekanizma büyük olursa, kukla da büyük olacaktı ve kukla büyük olursa, bütün set daha da büyük olmak zorunda olacaktı. Ki halihazırda kullandıkları kuklaların boylarının 17-18 inç (44 cm civarı) olduğunu ve setlerin de oldukça büyük ve ayrıntılı olduğunu belirtiyor Maiden.
Bir yıl süren bu muazzam sanatın belli başlı detaylarını bu yazıda ele almaya çalıştım. Fakat bu yazıya sığdıramadığım kısımlar da var. Sizler daha çok araştırmak isterseniz yararlandığım, kaynaklara bakabilirsiniz. Aşağıda Ölü Gelin’in kamera arkası videosunu izleyebilirsiniz.
Victor kuklasını yakından görmek isterseniz: https://www.youtube.com/watch?v=phjmEJm_3ng
Leave a Reply