Kötüler, Çirkinler, Günahlar ve Arzular

İyilik ve kötülük arasındaki savaş, Bosch’un eserlerinde çarpıcı betimlemelerle yer buluyor. Bundan neredeyse 1800 yıl önce yaşamış bir azizin kurtuluş ve arzularından arınma öyküsü, Bosch’un eserinde üç aşamalı olarak yer alıyor. Sırlarla dolu bu eseri incelemeye ne dersiniz?

Kurulu düzene aykırılık ve emre koşulsuz itaat, erdemin peşinden gitme ve günahın pençesine düşme; yanılma ve aydınlanma, iyilikle ve kötülükle kuşanma… Bu ikilik, bu karşıtlığın kökü öyle kadim ki: dökülen ilk kanın iyilikle oluşturduğu tezat, binlerce yıl öncenin iyilik ve kötülük çatışması, Taocuların Yin-Yang’i arasındaki o çizgi, Zerdüştlük anlayışında iyiliğin tanrısı Hürmüz ve kötülüğün tanrısı olan Ehrimen… İyilik ve kötülük karşıtlığının öte dünya inancıyla somutlaştığı cehennem ve cennet; bir yanda sonsuz mutluluk, öte yandaysa bilinmezliklerle dolu derin bir azap… Düalist kozmoloji kaçınılmaz mı yoksa?

Düalist kozmolojiyi ya da düalizmi birçok sanat eserinde görmek mümkündür. Orta Çağ Avrupası sanatı din etrafında gelişmiştir; özellikle bu eserlerde dini karşıtlıklardan, iyilik-kötülük çatışmasından çokça yararlanılır. Sıradan insanların günahkarlığı ve Hz. İsa’nın safî fedakarlığı, birçok eserde karşıtlığın kaynağı olarak kullanılır. Hieronymus Bosch da bu karşıtlıkları sıkça kullanan ressamlardan biridir. Dünya Zevkleri Bahçesi adlı eseriyle tanınır; bu eserde cennet, cehennem ve Araf tasvirleri yapılmış; kişilerin öteki dünyaya dair algıları ilk defa açıkça betimlenmiştir. Bosch, eserlerinde kötülüğü ve çirkinliği göstermekten çekinmez, hatta bunu abartarak yapar. Alışılmadık sentezlerle inşa ettiği betimlemelerinde daimi bir ahlaki kaygı sezilir: İyilik ve kötülüğün savaşı, Bosch’un fırça darbelerinde görülür.

Hieronymus Bosch, Dünyevi Zevkler Bahçesi’nin orta panelinden bir kısım.

Alışılmadık sentezlerin resimde kullanılması, aklımıza sürrealizm akımını getirir. Bir sembolü sürrealist hale getiren şey ise söz konusu sembolün tamamen farklı bir amaçla veya mevcut formundan farklı şekilde kullanılmasıdır. Bosch’un eserlerinde bu sembollere sıkça rastlanır. Bu nedenle sürrealist akımın 15. yüzyılda Bosch ile başladığını iddia edenler de vardır.

Bosch, 15. yüzyılda Hollanda’da doğmuştur. Tarih emaresi bulunmayan eserlerini hayatının hangi döneminde verdiğini bilmek zordur. Hollanda’nın bir kentinde yaşamını sürdürmüştür, bu kentten çıkmadığı bilinir. Hayal gücü okyanusunda kaybolmuş eserlerini inceledikten sonra Bosch’un yaşadığı yerden dışarı adım atmamış biri olduğu gerçeği daha çarpıcı hale gelir. Çağdaşlarının aksine eserlerini üretirken daha az maddi kaygı duyduğu söylenir. Bu durumun Bosch’un sanatını sosyal onay ihtiyacından bağımsız hale getirdiği, onu özgürleştirdiği ve eserlerinin orijinalliğini artırdığı söylenebilir.

Aziz Anthony’nin Baştan Çıkarılışı’nda (İng. Temptation of Saint Anthony) ise ailesinin ölümünden sonra dünyevi arzularından kurtulmak için Mısır’ın çöllerine giden Aziz Anthony’nin ömür yolculuğu, alışılmadık sentezler kullanarak anlatılmaktadır. Aziz Anthony’nin tutkularını yenme yolculuğu hakkında sayısız edebi ve görsel sanat eseri mevcuttur.

Eser, Bosch’un diğer eserlerine benzer şekilde triptik yapıdadır. Triptik, yan yana ve birbiriyle ilişkili üç resmin yan yana gelmesiyle oluşturulan bir resim şeklidir. Sağ ve sol paneller gerektiğinde orta panonun üzerine gelecek şekilde kapatılabilir. Genellikle kiliselerde görülen bir tablo çeşididir. Bu triptik eserde, soldan sağa ilerleyen kronolojik bir yaşam öyküsü çizilmektedir.

Hieronymus Bosch, Aziz Anthony’nin Baştan Çıkarılışı

Eser bir bütün olarak incelendiğinde vahim bir kaos anlatısı sunmaktadır. Gerçekten üç panelde de birtakım felaketler, buhranlar ve dünyevî arzuları temsil eden rahatsız edici semboller bulunmaktadır. Orta Çağ döneminde sıkça kullanılan kaotik anlatı, dünyadaki felaketlerin günahkar insanları cezalandırma amacıyla gönderildiği inancıyla ilişkilendirilebilir. Rahatsız edici semboller ise, tutkuların insana daima zarar veren, kurtulunması gereken şeyler olduğuna dair inancı destekler niteliktedir.

Eserde karşıtlıklar kullanılarak iyi-kötü arasındaki fark aktarılır. Şeytanî figürlerle saf iyiliği temsil eden Hz. İsa figürünün eserde birlikte kullanıldığı görülür. Şeytandan ve arzularından kaçan Aziz, sonunda (sağ panelde) kurtuluşa ulaşır.

Eserin sol panelinde Anthony’nin bir keşiş olarak imtihanına başlaması, orta panelde bu keşişin yaşadığı manevi zulmün zirveye ulaşması, sağ panelde ise Aziz’in karşısına çıkan arzulara kanmayıp kurtuluşa ulaşması anlatılmaktadır. Panelin genel hikayesi bu olsa da ayrıntılarda saklı olan semboller oldukça ilgi çekicidir.

Sol panelde, keşişin şeytanla içsel muharebesi anlatılmaktadır. Diğer panellere nispeten daha umutsuz bir hava resme hakimdir. Panelin üst kısmında, gökyüzünde melekler tarafından taşınan Aziz’in, kurdun saldırısına uğradığı görülmektedir. Kurt, Mısır mitolojisinde ölümü temsil etmektedir.

Sol panel, Aziz, kurdun saldırısına uğruyor.

Bir bot görevi gören taşıyıcının ise kişiyi öteki dünyaya taşıyan bir araç olduğu, kurt imgesiyle birleştirilerek anlaşılabilir. Aziz’i öte dünyaya taşıyan gökyüzü gemisi ve uğradığı hain saldırı, birçok ressam tarafından resmedilmiştir. Aziz’in durumdan pek hoşnut olmadığını söylemek mümkündür, rahatsızlık hissi tekerrür eder.

Michelangelo, Aziz Anthony’nin Azabı, yaratık ve kurtlarla çevrili aynı yolculuk resmedilmiş.

Sol panelin aşağı kısmı ise üç keşiş tarafından çevrelenip taşınan Aziz’i göstermektedir. Köprü, dünya hayatından ruhlar hayatına geçişi temsil eder. Oldukça bitkin düşmüş olan Aziz’in, yoldaşlarının desteğiyle arzularından arındırıldığı anlatılmak istenerek bir din kardeşliği vurgusu yapılmış olabilir.

Sol panel, Aziz Anthony, üç keşiş tarafından taşınıyor.

Sol altta ise bir pelikan, yumurtası üzerinde durmaktadır: Bir rivayete göre anne pelikanlar kendilerini gagalar, akan kanlarıyla çocuklarını beslerlermiş. Sanat eserlerinde pelikan tasvirinin kullanılması, Hıristiyanların Hz. İsa’nın tüm insanlık adına çarmıha gerilmesi inancıyla paralellik göstermekte, karşılıksız fedakarlığa vurgu yapılmaktadır.

Sol panel, pelikan ve yumurtası

Orta panelde ise, Aziz’in içsel savaşı en şiddetli, en geniş halindedir. Yoldan çıkarıcı birçok imge; cadılar, binbir türlü şeytan, uzuvları yer değiştirmiş hayvanlar, birçok müzik aleti resmedilmiştir. Seküler müziğin şeytaniliğine inanılmakta, din dışı maksatla üretilen müziğin cehennem sesi olduğu düşünülmektedir; yani kullanılan müzik aletleri de azabın bir parçasıdır. Resmin ortasında, diz çökmüş halde duran kişi Anthony’dir. Kendisini kaostan soyutlamaya çalışır vaziyette, bakışlarını çevirmiş halde durmaktadır.

Orta panel, diz çöken Aziz

Sol orta kısımda kullanılan, üzerinde karga bulunan kırık tekerlek ise eski bir işkence aracıdır, toplu kıyımlarda kullanıldığı rivayet edilir.

Orta panel, yaratıklar tarafından taşınan ve işkence aleti olarak bilinen tekerlek.

Yine orta panelin sol kısmındaki kırmızı meyve tasviri, ilk günahla ilişkilendirilen bir metafor haline gelmiştir. Kırmızı, büyük meyvenin dünya nimetlerini temsil ettiğini söyleyebiliriz: New York’a Big Apple denmesi gibi, büyük elma cazibenin kendisidir.

Orta panel, genelde arzularla ilişkilendirilen kırmızı ve büyük bir meyve tasviri.

Sağ panelde de arzu tasvirleri yoğun biçimde yapılmaktadır. Kadın figürlerinin orantısız biçimlerde kullanıldığı görülür. Kadın figürleri şehveti temsil etmekte; orantısız vücutlar ise “Siren” adı verilen denizkızlarını çağrıştırmaktadır. Sirenler, tehlikeli arzuları temsil ederler: Sesleriyle denizcileri büyüleyip kendilerine yem yaparlar. Ayrıca, günahları unutturan şarap ve mideyi doldurup ahlakı bozan yemek tasvirleri de eserde genişçe yer tutar. Günah, utanç, yangın ve kan rengi olan kırmızının eserde baskın olarak kullanılması da ilgi çekicidir.

Resmin bu bölümünde yaşlı Anthony, elinde İncil’iyle durmaktadır, rahatsız edilmek istemeyen bir hali vardır. Hengameden kaçmış, kurtuluşa inanmış ancak çok yorulmuştur. Gözleri, bu dünyadan hiçbir şeye bakmamaktadır.

Sağ panel, yaşlı Aziz elinde İncil’le otururken.

Eserin arka planında bir merdiven görülmektedir. Merdiven, cennet-dünya arası bağlantının sembolü olarak kullanılmaktadır. Diğer panellerin aksine, bu panelde bir çıkış yolu, kurtuluşa dair bir emare bulunması kurtuluşa erme fikri açısından önemlidir.

Sağ panel, arka planda bir merdiven.

Sağ panelde, uzaklarda bir yerde siyahla savaşan bir adam görülmektedir. Bosch, üç fazlı eserinin özetini belki de bu küçük, seçilmesi güç iki figüre sığdırmıştır. Küçük figür, küçüklüğüne bakmadan, olanca cesaretiyle büyük, siyah düşmanına karşı savaşmaktadır. Savaşının sonunda kurtuluşa erer mi, kim bilir?

Sağ panel, insan kötülükle savaşıyor.

Kaynakça:

E. H. Gombrich, Sanatın Öyküsü, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2014

Virginia Pitts Rembert, Hieronymus Bosch, New York: Parkstone Press International

YouTube

Widewalls

Leave a Reply

Your email address will not be published.