İnsan Okur, Sonra Yazar

Hüsnühat sanatı, ilahi kelamı yüzyıllardır en güzel biçimlerde yazmaktadır. İslam’da yazının gelişimi ve sanatsal forma bürünmesi ilk ayetler ışığında ele alındığında hüsnühat serüveni başlıca güdüleri ve sonuçlarıyla anlam kazanır.

“Oku… O, kalemle yazmayı öğretendir.” (Alak Suresi/1-4) Bugün İslam sanatı deyince hemen herkesin zihninde tüm zerafeti ve göz alıcı tasarımlarıyla hüsnühat levhaları canlanır. İlk emrin hemen ardından kaleme dolayısıyla yazıya atıfta bulunulması hüsnühat sanatının Müslüman coğrafyalarda bu derece rağbet görmesini açıklar niteliktedir. İslamın ilk yıllarında, ihtiyaca binaen, Kur’an ayetlerinin muhafazası amacıyla başlayan yazı faaliyetleri zamanla sanatsal mahiyet kazanmış ve adeta İslam sanatının simgesi haline gelmiştir. Kur’an yazısının Müslüman beldelerin hemen her köşesine özenle işlenmiş olmasını Titus Burckhardt, inananlar için manevi bir titreşim olarak yorumlar. (Burckhardt, Art of Islam, sf.50)

 Bununla birlikte hüsnühatın aklam-ı sitte denilen ve bugün sıklıkla kullandığımız yazı fontlarını anımsatan sülüs, nesih, talik, rik’a gibi çeşitli yazı stilleri vardır.”

Oluşumunun ilk aşamaları milattan önceki yıllara dayanan Arap alfabesi İslamiyet ile birlikte kemale ermiş, ve estetik unsurlar bu harf sistemine öylesine nüfuz etmiş ki Kur’an yazısı sanat yazısına evrilmiştir. Sanatsal çabanın İslam dinine bu derece içkinliği Müslümanın arayışına ve arananın gizemine dair sanat okuruna ciddi mesajlar veriyor. İlk süreçte Arap kaligrafisi daha sonra İslami kaligrafi olarak anılan hüsnühat, Arap yazısını estetik ölçüleri göz önünde bulundurarak yazma sanatıdır. Hat sanatı ile hemhal olan kimseler için geçmişte katip veya muharrir kelimeleri de kullanılmakla beraber günümüzde yaygın olarak hattat adlandırması tercih edilmektedir. Hattat öğretici rolünün yanı sıra köklü bir geleneği de temsil eder. Hat sanatında her harf kelimedeki konumuna göre farklı boyut ve şekillerde karşımıza çıkar. Bununla birlikte hüsnühatın aklam-ı sitte denilen ve bugün sıklıkla kullandığımız yazı fontlarını anımsatan sülüs, nesih, talik, rik’a gibi çeşitli yazı stilleri vardır. Bu yazıları birbirinden farklı kılan başlıca etken kullanılan kamış kalemlerin kesim şekli ve ağız genişliğidir. Kurallardaki bu keskinlik ve zenginlik zamanla yazıyı kısır ve stabil kılacakmış gibi görünse de hattat kuralları yok saymadan onların ötesine geçme kabiliyetine sahiptir. Hattat yazıda yalnızca güzeli hedeflemez, aynı zamanda orjinal yorumuyla harfleri nizam ve uyum içerisinde düzlem üzerine yerleştirmelidir, ki bu istif olarak adlandırılır. 

Hat sanatında her harf kelimedeki konumuna göre farklı boyut ve şekillerde karşımıza çıkar.”

Ha harfinin noktalama sistemiyle ölçüsü

Hüsnühat sanatında da diğer İslam sanatlarında olduğu gibi talebeler hattatın dizi dibinde, ustayla bire bir ilişki içerisinde eğitim görürler. Hattatın el yazısından oluşan derslere meşk adı verilir ve talebe icazetini alıncaya kadar her harfin anatomisini bizzat müşahade ederek ince detaylarıyla öğrenir. Önemli İslam düşünürü İbn Haldun, Mukaddimesinde Mısır’da yakından gözlemlediği bu öğretim usullerinin talebe için bilgiyi meleke haline getirdiğini kaydeder. Sanata ve sanatçıya hürmetin pratikteki en üstün yansımalarından biri de talebenin icazet alıncaya değin imzasını kullanma yetkisinin bulunmamasıdır. Öğrencinin sorumlu olduğu ilk meşk Rabbi yessir ve la tuassir rabbi temmim bil hayr (Rabbim! kolaylaştır zorlaştırma, Rabbim hayırla sonuçlandır) duasıdır. (görsel 2) Her bir meşk öğrenci tarafından defalarca yazılıyor. Kalemle temas yalnızca yazının değil aynı zamanda sabır, tevazu gibi değerlerin öğretildiği bir eğitimin başlangıcı oluyor. Dua ile başlayan yolculuk tevazu ve hamd ile bir noktaya varır. Böylece ilk emrin ışığında yepyeni bir anlam kazanan Arap yazısı hattatın mürekkebinde her harfi ilahi güdülerle bezenmiş bir çehreye bürünüyor.

Hüsnühat sanatının eğitim süresi talebenin kabiliyetine ve kurduğu öz disipline bağlı olarak değişiklik gösterse de oldukça uzun ve meşakkatli bir süreç olduğu açıktır. Doğrusu sanatın uçsuz bucaksız birikimini göz önüne aldığımızda eğitimin bitmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Burada maksad talebenin harfi kavraması ve yazıya ilişkin derinleşmiş bir bakış açısı elde etmesidir.

Yazıların en güzelinin İslamdaki kritik pozisyonunu bir nebze de olsa açıkladıktan sonra yazının tekniği ve öğretimi hususunda birkaç kelam ettik. Hüsnühat sanatı bugün hala dünyanın her yerinde kadın erkek ilgililerinin kalemleriyle büyümeye, zenginleşmeye devam ediyor.

Rabbi yessir duası/ çalışma

Leave a Reply

Your email address will not be published.