İhmal ve İstismar

İstismar, 0-18 yaş grubu arasındaki çocukların maruz kaldığı olumsuz muamelelerin tümünü içerir. İhmal ise çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmamasıdır. İstismar, pasif olarak ihmali de bünyesinde barındırmaktadır.

İhmal diğer istismar türlerinin aksine pasiftir.”

Psikoloji alanında yapılmış birçok çalışmada yetişkinlik dönemi üzerinde çocukluk dönemi yaşantısının etkili olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle çocukluk dönemi alışkanlıkları ve travmaları psikoterapi alanında daha çok çalışılması gereken bir alan haline gelmiştir. Çocukluk dönemi hatırlarken gülümsediğimiz ya da hüzünlendiğimiz anıları barındırması haricinde kişiliğimizde ve ileriki dönem yaşantımızda sandığımızdan daha fazla iz bırakan bir dönemdir. Hayata ilk adımlarımızı attığımız bu dönemde edindiğimiz şeyler sevgi, saygı, özgüven gibi olumlu temalar olabilirken çoğu zaman biz fark etmeden kilit bir mekanizma haline gelerek yaşamımıza ket vuran, aksatan olumsuz davranış ve düşünceler de olabilir. Öncelikle bu yapıyı anlamak ve doğru şekilde konumlandırmak için bu konunun boyutlarını incelemek ve anlamak gereklidir.

“İhmal ve istismar” 0-18 yaş arası duygusal, fiziksel, zihinsel ve cinsel gelişimini tamamlamamış çocukların maruz kaldığı olumsuz davranışlardır. Bu dönemde bireye bakım veren veya vermekle yükümlü kişilerin bireye bilerek ya da farkında olmadan yaptığı kötü muameleler ihmal ve istismar olarak adlandırılır. Bu muamele sadece cebri yapılmış davranışlar olmayıp, kültürden gelen veya doğru sandığımız ama bireyin gelişimin olumsuz etkileyen bir takım iyi niyetli davranışlar da olabilir. Bu anlamda istismar dört başlık altında incelenebilir.

1. Fiziksel İstismar

Çocuğun sağlığına, gelişimine, onuruna zarar veren ya da verebilme olasılığı yüksek davranışlar ve çocuğa karşı kasıtlı güç kullanımıdır. Maalesef şiddet dünya üzerinde problemlerin çözümü aşamasında yaygın bir davranış olmakla birlikte Türk kültüründe de kabul görmüş bir davranış kalıbıdır. Ziya Paşa’nın meşhur beyti “Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir / Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir.” şiddetin kültür dinamiklerince desteklediğinin kanıtıdır. Şiddet olaylar ve sorunlar üzerinde kısa vadeli çözümler üretse de bireylik oluşumu ve kişilik yapıları üzerinde uzun vadeli yıkımlara sebebiyet vermektedir. Fiziksel istismar, çocuğun bedensel gelişimini kötü etkiler, sakatlıklara yol açar ve hatta ileri boyutlarda ölümle sonuçlanmaktadır. Fiziksel şiddete maruz kalan çocuklar çoğunlukla, kendinden beklenen davranışlar dışında davranış geliştiren çocuklar olmaktadır. Bu örneğin dışında çocuğa doğduğu andan itibaren sorumluluk yükleyen ve gerçekleştirmesi beklentisi içinde olan aileler fiziksel şiddet yolu ile bunu tavırlarını pekiştirmektedir. Çocuğun matematiğe ilgisi olmadığı halde ailenin bu alanda çocuğun yetkin olmasını istemesi veya yan komşunun çocuğunun zeka seviyesinin yüksek çıkması bile şiddete neden olabilecek durumlardır.

2.Cinsel istismar

Çocuk olarak tanımladığımız 0-18 yaş grubu cinsel bir birlikteliği tam olarak anlayamayacağı, anlasa bile onay vermesinin mümkün olmayacağı, bunların haricinde gelişimsel olarak bu birlikteliğe hazır olamayacağı gerekçesiyle böyle bir olayın gerçekleşmesi durumuna cinsel istismar denir. Cinsel istismarın gerçekleştiği durumlarda istismarı gerçekleştiren kişi çocuğu kandırdığı, korkuttuğu veya oyun haline getirdiği için gerçekleştiği dönemde fark edilmesi oldukça zordur. Çocukluk döneminde veya yetişkinlik döneminde kişi, yaşadığı olayın boyutlarını kavradığında utandığından dolayı veya açıklaması halinde karşılaşacağı kötü muamelelerden korktuğu için çoğunlukla yaşadığını gizlemek durumunda kalır. Bu nedenle çocuklardaki davranışsal değişikliklere dikkat edilmelidir. Cinsel istismara uğramış çocuklarda görülebilecek bozuklukları şöyle özetleyebiliriz:

Cinsel istismara uğrayan çocuklarda kısa sürede kaygı bozuklukları, uyku bozukluklarını takiben kabuslar, fobiler, bedensel yakınmalar ortaya çıkar. Çocukta travma oluşması sonucunda disosiasyon yani yaşadığı olaydan ve andan kopma, uzaklaşma yaşanabilir. Olay ardından bellek kaybı yaşayarak amnezi belirtisi gösterebilir ve konversiyonel (histeri) tepkiler gösterebilir. Depresyon düzeyinde artış, benlik saygısında düşüş yaşanır. Erişkin yaşta başlayan majör depresyon ile arasında korelasyon görülmüştür. Öfke problemleri yaşanması muhtemeldir; birey aykırı davranışlar sergileyebilir.

3.Duygusal İstismar

Duygusal istismar, zihinsel ve duygusal gelişimi ketleyen ve travmatik sonuçlar doğuran istismarın en zararlı türü olarak işaret edilebilir. Sebebi ise oldukça yaygın olmasına rağmen tespit edilmesi ve yasal olarak kanıtlanması güçtür.

Çocuğa duygusal şiddet kategorisine dahil olan davranışlar şunlardır: Odaya kapatma, bağlama, reddetme, yalnız bırakma, birileri veya bir şeylerle korkutma, tehdit etme, yok sayma, aşağılayıcı ve küçümseyici şekilde alay etme, beden dili ve mimiklerle bu davranışları destekleme vd.

Duygusal istismarın binlerce yolu ve çeşidi varken yetişkinlik döneminde öncüsü olacağı patolojik sorunların olması da kaçınılmazdır. Ailelerin çocuğu disipline etmek için sevgisini belli etmemesi, bağırması ve azarlaması duygusal şiddettir. Duygusal şiddete sürekli maruz kalmış çocuklar ileriki yaşantısında düşük özsaygılı, benlik şemasını oluşturamamış, alkol ve madde bağımlısı kişiler olabilirler. Gelecek kurgusu zayıftır ve intihar meyilli olabilir.

4. İhmal

Çocuğa bakım veren kişinin çocuğun barınma, beslenme, eğitim, sevgi gibi temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamamasıdır. İhmal; maddi durumu iyi olmayan, eğitim düzeyi düşük veya kardeş sayısı çok olan ailelerde daha çok görülmektedir. Çalışan nüfustaki artışın çocuk-bakımveren ilişkisinde kopukluğa sebep olmasına izin verilmemelidir. Çocuk sessiz diye ihtiyacı olmadığı anlaşılmamalı, aşırı hareketli diye fiziksel şiddete başvurulmamalıdır. İhmalin boyutları arttığında ölümle sonuçlanacak kadar ileri gidebilir.

Bakım verenin yaşantısı istismar riskini artırabilir.”

Erken evlenmiş bireyler ve bireylerin eğitim eksikliği riski artırır. Bakım verenin madde bağımlısı olması ya da küçükken istismara uğramış olması istismar riskini artırır. Bakım verenin psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor olması istismara sebebiyet verir. Maddi durumun iyi olmaması, aile içi şiddetin olması istismar riskini artırır.

 

Kaynakça:

Geçki̇l, E . (2017). ÇOCUKLARDA FİZİKSEL İSTİSMAR VE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMI .
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi , 6 (1) , 129-139

Karasu, F , Bilgen, F . (2017). ANNELERİ TARAFINDAN ÇOCUKLARA UYGULANAN DUYGUSAL VE FİZİKSEL İSTİSMAR/İHMAL DAVRANIŞLARI .
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 7 (13) , 22-34 .

Dağlı, F. Ş. ve Dinleyici, M. (2016). Duygusal İhmal, İstismar Ve Çocuk Hekiminin Rolü,
Osmangazi Tıp Dergisi /Osmangazi Journal of Medicine,

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü

Leave a Reply

Your email address will not be published.