Hakikat Ötesi Çağda Yalan-Yalnış

Sosyal medyanın hayatımıza iyice yerleşmesiyle yanlış bilgiler hızla yayılmaya başladı. Sürekli maruz kaldığımız bu bilgileri yerleştikleri zihinsel modellerden çıkarmak ise oldukça zor. Hakikat-ötesi bir çağa doğru süratle yaklaştığımızı gösteren bu durum, altında yatan psikolojik mekanizmaları anladığımızda ise bizi hakikate yaklaştırma umudunu içinde barındırmakta.

Online alışveriş sitelerinden alışveriş yapmayı seven her insan, en az bir kez o çok beğeneceği ayakkabıya bir haber sitesindeki pop-up reklamda veya Instagram hikayelerini kaydırırken rastlamıştır. Karşımıza çıkan reklamların rastgele olmadığının, beğenilerimize özel kişiselleştiklerinin ve bu kişisel reklamların gün geçtikçe daha başarılı önerileri karşımıza çıkardığının artık hepimiz farkındayız. Peki, aynı durum her gün bir yenisiyle muhatap olduğumuz bilgi seli için de geçerli olabilir mi? Twitter kısa sayılamayacak bir süredir bizim takip etmediğimiz ama takip ettiğimiz kişiler tarafından beğenilen hesapların tweetlerini ana sayfamıza düşürmeye başladı. Böylelikle biz de benzer fikirde olduğumuz insanların düşüncelerinden haberdar olabiliyor ve dilersek o kişileri takip edebiliyoruz. Teoride oldukça güzel ve etkili görünen bu yöntem pratikte bizi bir yankı odasının içine alıyor. Halihazırda var olan inançlarımızı ve belki yanlılıklarımızı besleyerek etrafımızı benzer seslerle çevreleyen bu oda, yanlış bilginin yayılması söz konusu olduğunda ise bizi ciddi bir problemle karşı karşıya bırakıyor.

Sosyal medya platformları bizi, birbirine benzer fikirlerle dolu bir yankı odasının içine almaktadır.
Bilginin aktarımı ve paylaşımının oldukça hızlandığı çağımızda, yanlış bilgiler de bir o kadar hızlı yayılıyor ve biz istemesek de karşımıza çıkıyor. Bilginin doğruluğunu kontrol etme mekanizmalarından çoğunlukla yoksun olan medya araçları ve özellikle de sosyal medya, yanlış bilgiye maruz kalmamızda oldukça etkili. Beğenilerimize göre hareket eden filtreleme baloncukları ve akabinde oluşan yankı odaları da yanlış bilgiyi her onaylayıcı davranışımızda bir diğerini karşımıza çıkarıyor. Yanlış bilginin yayılmasındaki önemli faktörlerden bir başkası ise bilginin sunum şekli. 2003’teki ABD-Irak Savaşı öncesi, ABD’nin önleyici savaşı bir nefsi müdafaa olarak sunması ve böylelikle Irak’taki sözde terörizme savaş benzetmesi uygulaması, savaş gerekçesinin ulusal medyada bu çerçevede yayılmasına sebep olmuştur.Bilginin sunulma şeklinin o bilginin tartışmaya açılması ya da yayılmasında kritik bir öneme sahip olduğunu gösteren çalışmalar da ABD ulusal medyasının yanlış bilgiyi yaymadaki başarısını destekler niteliktedir.
Filtreleme baloncukları yanlış bir bilgiyi her onaylayışımızda bir diğerini karşımıza çıkarmaktadır.
Yanlış bilgiye inanmanın psikolojisine inecek olursak birbirleriyle bağlantılı farklı etkenlerle karşılaşmaktayız. Özellikle olağandışı olumsuz olaylarla karşılaştığımızda neler olup bittiğini ve olan bitenin sebeplerini öğrenme ihtiyacı hissediyoruz. Böylelikle süregelen olumsuz durumu önleyebileceğimizi veya ondan kaçınabileceğimizi düşünüyoruz. Çok doğal görünen bu ihtiyaç, yaşanan olayın kolay ve iyi anlaşılabilir bir açıklaması olmadığında bizi yanlış bilgilendirmelerin her türlüsüne açık hale getiriyor. Bir diğer etken de zihnimizde dış dünyaya dair oluşturduğumuz modelleri tamamlama isteğimiz. Bütünlüklü olursa dünyayı daha iyi anlayacağımız bu modellerdeki eksikliği kapatabilecek her türlü bilgiyi kabul etmeye ise oldukça hevesliyiz. Tabii bu noktada bilginin doğruluğunu ve geçerliliğini değerlendirme ihtimalimiz azalıyor. Aslına bakılırsa bu değerlendirme süreci genellikle çok başarılı ilerlemiyor. Çünkü sürekli bilgi bombardımanına maruz kalıyoruz ve karşımıza çıkan her bilgiyi değerlendirebilecek zaman, motivasyon ve bilişsel kapasiteye her zaman sahip olamıyoruz. Böyle durumlarda da yanlılıklarımıza dayanan bilişsel kısayollara başvuruyoruz. Yanlış bilginin yayılmasında, karşımıza çıkan bilginin halihazırda inandıklarımıza, bildiklerimize ve güvendiğimiz insanların söylemlerine uygunluğunu ölçen doğrulama yanlılığı önemli bir rol üstleniyor. Gelen bilgi, bu kısayolu kullanarak zihnimizdeki modele yerleşip varlığı bizi rahatsız eden eksikliği kapatıyor.

Yanlış bilginin yayılmasında, karşımıza çıkan bilginin halihazırda inandıklarımıza, bildiklerimize ve güvendiğimiz insanların söylemlerine uygunluğunu ölçen doğrulama yanlılığı önemli bir rol üstleniyor.

Zihnimizde dış dünyaya dair modeller oluşturuyor ve bunları tamamlamak istiyoruz.

Oldukça hızlı ve kolay yayılan yanlış bilgiyi geri almak veya düzeltmek de bir o kadar zor. Üst üste karşımıza çıkan bir bilginin sonradan yanlış olduğunu öğrensek dahi onu yerleştirdiğimiz zihinsel modelden çıkarmak hiç kolay olmuyor. Modelde oluşan boşluğu tekrar aynı yanlışla doldurmayı engellemek için ise doğrusunun kişiye mantıklı bir şekilde açıklanması gerekiyor. Bu yöntem yanlış bilgiye yapılan referansları azaltsa bile tamamen yok edemiyor çünkü kişinin mantık mekanizması o bilgiden bir kez etkilenmiş oluyor. Zaman zaman ise alternatif ve doğru olan açıklama çok karmaşık olduğu için kişi mite inanmaya devam edebiliyor.

Yanlış bilgiyi geri alma çabası bazen tamamen geri tepip kişinin o bilgiyi daha güçlü bir şekilde savunmasına yol açabiliyor. Düzeltilmiş yanlış bilgi kişinin dünya görüşüyle ters düşüyorsa kişi bu düzeltmeyi kabul etmemekte ısrarcı oluyor. Böyle durumlarda düzeltmenin ifade şeklinde yapılan değişiklikler ve kişinin dünya görüşünün hesaba katılarak açıklama yapılması kişinin düzeltmeye inanmasında etkili oluyor. Ayrıca düzeltme, kişiyle benzer inançları paylaşan biri tarafından yapılınca düzeltmenin olumlu sonuç verme ihtimali artıyor. Yanlış bilgiyi düzeltirken geri tepmeye yol açan diğer bir faktör ise aşinalık etkisi. Bir miti düzeltmeye çalışırken onu tekrar etmek, kişilerde mite karşı ekstra bir aşinalık oluşturuyor. Biraz zaman geçtikten sonra düzeltmenin detaylarını unutup yanlış bilgiye dair parçaları hatırlamaları ise oldukça olası. Bunun önüne geçmek için miti gereğinden fazla tekrar etmekten kaçınmamız ve ilk önce doğruyu söyleyerek ya da kişiyi söyleyeceğimiz şeyin yanlış olduğuna dair uyararak açıklamaya başlamamız gerekmektedir.

Düzeltme, kişinin dünya görüşüyle uyuşmadığında geri tepip kişinin o bilgiyi daha güçlü bir şekilde savunmasına yol açabilmektedir.

Yanlış bilgiyi geri çekmenin veya düzeltmenin, birkaç nokta daha göz önünde bulundurulduğunda etkili olduğu bilinmektedir. Kişinin dünya görüşünü direkt hedef almayan ve sözel ifadelerden ziyade grafik, şema ve verilerle desteklenen düzeltmeler başarılı olabilmektedir. Ayrıca yanlış bilginin başta neden yayıldığını açıklamak, alternatif doğru bilgiyi direkt açıklayamadığımız zamanlarda işe yaramaktadır. Yanlış bilginin psikolojisi hakkında çalışmalar yapan Avustralyalı psikolog Ullrich Ecker, bir meslektaşının tartışmalarda hararetli muhatabını ikna edemeyeceğini bildiğinden onu değil o tartışmayı dinleyenleri yani kararsız çoğunluğu hedef aldığını aktararak bizim de hedefimizin bu çoğunluk olmasını önermektedir. Ayrıca her zaman yanlış bilgilerin doğrusunu bilemeyeceğimizi veya bulamayacağımızı dile getiren Ecker, bazen bir adım geriye çekilip yanlışı yayan kişilerin manipülasyonlarını ve hatalı argümantasyonlarını ortaya çıkarmanın da yanlış bilgiyle savaşma yöntemlerinden birisi olduğunu belirtmektedir.

Düzeltmeler grafik, şema ve verilerle desteklendiğinde daha etkili olabilmektedir.

Antik Yunan şairi Eshilos’un “Hakikat, savaşın ilk kazazedesidir.” sözünü söylediği günden bu yana savaş alanı yalnızca fiziksel çatışma yeri değil aynı zamanda bilginin kontrolü için de rekabet etme sahasıdır. ABD Savunma Bakanlığı’nın açık bir şekilde amaçladığı küresel bilgi ağı dahil tüm alanlarda hakimiyet maddesi, bilgi kontrolünün ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. Yanlış bilgiyi üretmek ve yaymak da küresel bilgi ağını kontrol etmenin bir yöntemidir. Dünya Ekonomik Forumu, çevrimiçi yanlış bilgi yayılımını 2013’te dünyanın en önemli on sorunundan biri olarak ilan etmiştir. Yanlış bilgilerin yaygınlığı, 2016 yılında Oxford Dictionary’nin hakikat-ötesi (post-truth) kelimesini yılın kelimesi seçmesine sebep olmuştur. Yaşadığımız dönemi hakikat-ötesi çağ olarak adlandırmak tartışmalı bir konudur. Ancak; yanlış bilgilerin yayılma hızı ve düzeltilmelerinin zorluğu, çağımızın hakikatten oldukça uzak olduğunu gözler önüne sermektedir. Yanlış bilgilerin kabul edilmesinde, yayılmasında ve düzeltilmesinde yatan psikolojik mekanizmaları anlamak ve bu doğrultuda onlarla ile mücadele etmek ise bu çağda hakikate bizi birkaç adım yaklaştırma umudunu içinde barındırmaktadır.

Antik Yunan şairi Eshilos’un “Hakikat, savaşın ilk kazazedesidir.” sözünü söylediği günden bu yana savaş alanı yalnızca fiziksel çatışma yeri değil aynı zamanda bilginin kontrolü için de rekabet etme sahasıdır.”

 

Kaynakça:

Ecker, U. K. H. (2017). Why rebuttals may not work: the psychology of misinformation. Media Asia 44(2), 79-87.

Ecker, U. K. H., Lewandowsky, S., & Tang, D. T. W. (2010). Explicit warnings reduce but do not eliminate the continued influence of misinformation. Memory & Cognition, 38, 1087–1100.

Flood, A. (2016). ‘Post-truth’ named word of the year by Oxford Dictionaries.

Erişim adresi TheGuardian

Lakoff, G. (2010). Why it matters how we frame the environment. Environmental Communication: A Journal of Nature and Culture, 4, 70–81.

Lewandowsky, S., Ecker, U. K. H., & Cook, J. (2017). Beyond misinformation: Understanding and coping with “post-truth” era. Journal of Applied Research in Memory and Cognition, 6, 353-369.

Lewandowsky, S., Stritzke, W. G. K., Freund, A. M., Oberauer, K., & Krueger, J. I. (2013). Misinformation, disinformation, and violent conflict: From Iraq and the “war on werror” to future threats to peace. American Psychological Association, 68(7), 487-501.

Nyhan, B., & Reifler, J. (2011). Opening the political mind? The effects of self-affirmation and graphical information on factual misperceptions. Basılmamış metin.

U.S. Department of Defense. (2000, June). Joint vision 2020.

Erişim adresi DTIC

WEF. (2013). World economic forum: Outlook on the global agenda 2014.

Erişim adresi Weforum

Leave a Reply

Your email address will not be published.