Çocuklar şiddeti gözlemleyerek mi öğrenir? Albert Bandura’nın düzenlediği Bobo Doll deneyi çocukların şiddeti gözlemleyerek öğrenip öğrenmediği konusunu bizler için bir nebze olsun aydınlatıyor.
Bobo Doll (Hacıyatmaz) deneyi, 1961 yılında Albert Bandura tarafından düzenlenmiştir. Bandura, öğrenmenin temelini gözlem ve taklidin oluşturduğunu savunmuş ve sosyal öğrenme kuramını ortaya atmıştır. Kuram ile ilgili birçok deney gerçekleştirmiş ve bu deneylerin en ünlüsü “Bobo Doll (Hacıyatmaz) Deneyi” olmuştur. “Sosyal öğrenme kuramı da Albert Bandura tarafından bireylerin nasıl öğrendiklerini açıklamak üzere ortaya atılmıştır.”
Bandura bu deneyi çocukların saldırgan davranışı gözlemleyerek bu davranışları öğrenip öğrenmediklerini merak ettiği için ve “Şiddet öğrenilir mi? Yoksa doğuştan mı gelir?” sorularına cevap bulmak için hazırlamıştır. “Albert Bandura, gözlem yoluyla öğrenme üzerine bir dizi deney yaparak (Bobo Doll Deneyi), sosyal davranışların öğrenilmesinde, gözlem ve taklit yolunun etkisini araştırmıştır.” Diğer bir ifade ile Bandura’nın bu deneyleri gerçekleştirmesinin amacı; öfke, yardım etme, paylaşma, gibi sosyal davranışların öğrenilmesinde gözlemleme yolunun ne kadar etkisi olduğunu araştırmaktır.
Büyüklerimizin söylediği küçük kalkar büyüğe bakar sözünün önemini ve anlamını Bobo Doll deneyi sayesinde bir kez daha anlıyoruz. Çocuklar bilgiye aç olmakla birlikte aslında birçok şeyi taklit ederek öğrenmektedir. Bu yüzden siz konuşurken ağzınıza odaklanır ya da siz bir kalemi kutuya koyduğunuzda el hareketlerinize odaklanırlar. Şiddet, saldırgan davranış, kötü sözler, paylaşmak, yardımseverlik vb. davranışlar, çocukların çevresinden öğrendiği şeylerdir. Söz gelimi, hiçbir çocuk saldırgan davranışı bilerek doğmaz. Saldırgan davranışı zamanla öğrenir. Bu öğrenme ya ailesindeki ya da çevresindeki kişilerin vesilesiyle gerçekleştirilmektedir. Bunlarla birlikte günümüzde birçok çocuk şiddeti ve birçok olumsuz davranışı televizyonlardan, bilgisayar oyunlarından ve internetteki videolardan öğrenmektedir. Fakat bunlarla birlikte anlaşılmıştır ki öğrenilen her davranış performansa dönüşmeyebilir. Örneğin, bir kişi şiddeti ailesinden, çevresinden yahut teknolojik aletlerden öğrenmiş olabilir fakat şiddet uygulamayabilir.
Çocuklar iyi bir gözlemcidir ve birçok şeyi taklit sonucu öğrenirler. Çocukların yanında söylediğimiz şeyler, yaptığımız davranışlar aslında onlara birer örnek niteliği taşımaktadır. Bununla birlikte Bobo Doll deneyinden de anlaşılacağı üzere ödül veya ceza sisteminin çocukların öğrenmesinde büyük bir etkisi vardır. Fakat bu konuda çocuğun anne babası ya da çevresindeki kişilerin tutumu büyük bir önem taşımaktadır. Çocuğunuza bir şeyi öğretirken bağırmanız, el kaldırmanız, işaret parmağınızı sallamanız ya da şiddet gösteren hareketlerde bulunmanız patolojik sonuçlar doğması ihtimalini arttırmaktadır. Hatta ödül ve ceza sistemini uygularken çocuklarınıza şiddet içeren, onları psikolojik ve fiziksel olarak zorlayan ve onları rahatsız edecek yöntemleri kullanmanız bir davranışı öğrenmeyi kolaylaştırmaktan ziyade zorlaştırmaktadır. Çocuklara karşı davranışlarınız hassas ve sevecen olmalıdır. Unutulmamalıdır ki hayattaki ilk eğitim aile içerisinde verilir ve çocuklarınızın birçok davranışı sizin eserinizdir.
ŞİDDET GÖZLEMLEYEREK ÖĞRENİLİR
Bobo Doll deneyinde, Stanford Üniversitesi anaokulundan 3-6 yaş arası 36 kız ve 36 erkek çocuk denek olarak kullanılmıştır. Deneyin iki farklı versiyonu bulunmaktadır. Deneye başlamadan önce 36 kız ve 36 erkek çocuğu deney öncesinde kreşte gözlemlenmiş, davranışlarındaki agresiflik 5 üzerinden değerlendirilerek denek olarak alınmıştır. Deneyin ilk versiyonunda bir grup çocuk laboratuvar ortamına getirilmiştir ve çocuklar ilginç bir sanat aktivitesi üzerinde çalışmışlardır. Odada çocuklardan başka bir de yetişkin bulunmaktadır. Odanın içindeki yetişkin; tamircilik oyuncakları, tokmak ve şişirilmiş hacıyatmazın bulunduğu odanın diğer bölümünde durmaktadır. Tamircilik oyuncaklarıyla biraz çalıştıktan sonra yetişkin kişi ayağa kalkmış ve tokmakla hacıyatmaza vurmaya başlamıştır. Bir yandan bebeğe vururken diğer yandan “Vur, burnuna vur, yere ser, tekmele!” gibi sözler söylemiştir. Yetişkin hacıyatmaza vurma işlemini 10 dakika boyunca sürdürmüştür. Çocukların bazıları bu davranışı gözlemlerken bazıları ise projelerine odaklanmış bir şekilde devam edip yetişkinin ne yaptığına aldırmamıştır. Daha sonra yetişkin odadan çıkmıştır.
Deneyin ilk versiyonunun diğer aşaması ise çocukların öfkelendirilmesini içermektedir. Çocuklar öfkelensin diye onları oyuncak dolu odaya götürüp iki dakika sonra bir gözlemci bunların kendisinin en güzel oyuncakları olduğunu ve onları diğer çocuklara vereceğini söyleyerek çocuğun oyununu kesmiştir. Bu sırada çocukların vereceği tepki gözlemlenmiştir. Daha sonra engellenmiş çocuk, saldırgan olan ve saldırgan olmayan oyunlar için tasarlanmış, içinde hacıyatmazın ve tokmağında bulunduğu odaya alınmıştır. Saldırgan yetişkini gözlemleyen çocuklar tokmağı alıp hacıyatmaza vurmuş ve aynı saldırgan yetişkin gibi “Vur, tekmele, yere ser!” gibi sözler söylemişlerdir. Fakat saldırgan yetişkini gözlemlemeyen çocuklar ise nadiren saldırgan davranışlar sergilemişlerdir. Engellenmiş olmalarına rağmen bazı çocuklar sakin bir şekilde oyun oynamış ve hacıyatmaza vurmamıştır.Bandura diğer çocukların neden hacıyatmaza vurmadığını ve saldırgan davranışı öğrenip öğrenmediklerini merak ettiği için deneyin ikinci versiyonunu düzenlemiştir.
Saldırgan yetişkini gözlemleyen çocuklar tokmağı alıp hacıyatmaza vurmuş ve aynı saldırgan yetişkin gibi “Vur, tekmele, yere ser!” gibi sözler söylemişlerdir.”
Deneyin ikinci versiyonu için laboratuvara televizyon kurulur ve çocuklar 3 ayrı gruba ayrılır. Birinci gruba, plastikten yapılmış hacıyatmaza saldırgan davranışlar sergileyen ve bu saldırgan davranışlarını “Vur, tekmele, yere ser!” gibi seslerle destekleyen bir yetişkinin olduğu video gösterilmiştir. Videonun sonunda kişi saldırgan davranışlar sergilediği için ödüllendirilmektedir. İkinci gruba, aynı video gösterilir fakat videonun sonunda kişi saldırgan davranışlar sergilediği için cezalandırılmaktadır. Üçüncü gruba ise hiçbir video gösterilmemiştir. Yani videoyu izlemeyen çocuklar kontrol grubu olarak tutulmuştur. Ödül içeren videoyu izleyen çocuklar saldırgan davranışları daha fazla sergilerken, ceza içeren videoyu izleyen çocuklar ise saldırgan davranışları yapmaktan kaçınmışlardır. “Bu deneyin sonucu olarak, çocuklar pekiştirici davranışlara karşı daha eğilimli olmuşlar, cezalı davranışlara karşı daha az saldırgan davranmışlardır ve her iki davranışta da gözleme dayalı öğrenmiş ancak taklit etmeleri pekiştirici ve cezaya göre değişmiştir.”
Bobo Doll deneyi sayesinde Bandura’nın sosyal öğrenme kuramı psikoloji alanında büyük ölçüde kabul görmüştür. “Sosyal öğrenme kuramı Albert Bandura’nın yaptığı çalışmalarla gelişen ve günümüzde eğitim ve psikoloji alanında büyük ölçüde kabul gören bir öğrenme kuramıdır. Sosyal öğrenme kuramının temelinde gözlem ve başkalarının yaptığı davranışları taklit etmeye dayalı dolaylı bir öğrenme vardır.” Bununla birlikte günümüzde şiddetin ve saldırgan davranışların sadece aileden veya çevreden öğrenilmediği; televizyon, bilgisayar gibi teknolojik aletlerden de öğrenildiği gözlemlenmiştir. Fakat şiddeti ya da saldırgan davranışı her öğrenen kişi uygulamamaktadır. Yani bir kişinin saldırgan davranışlar sergilememesi onun bu saldırgan davranışı öğrenmediği anlamına gelmemektedir.
Yani bir kişinin saldırgan davranışlar sergilememesi onun bu saldırgan davranışı öğrenmediği anlamına gelmemektedir.”
ŞİDDET ŞİDDETİ DOĞURUR
Bobo Doll deneyi çocuklara şiddetin öğretilmesinden dolayı birçok tepki toplasa da Bandura’nın sosyal öğrenme kuramı ile birlikte çocukların saldırgan davranışı ve şiddeti gözlemleyerek öğrendiği konusunda net bir sonuca varılmıştır.
Bobo Doll deneyinde çocukların hacıyatmaza vurması cebri yapılmış bir davranışı içermemektedir. Çocuklar hacıyatmaza kastî bir şekilde vurmuştur. Deneydeki bazı çocukların şiddet uygulamaması onun bu davranışı öğrenmediği anlamına gelmemektedir. Fakat başta şiddet uygulamayan bazı çocuklar gözlemci tarafından engellendiğinde şiddet uygulamıştır. Yani engellenme dürtüsü beraberinde şiddeti ya da saldırgan davranışı getirebilmektedir.
Leave a Reply